Kastamonu’nun Aksinir köyünde ikamet eden Engelli ve şizofreni hastası Şükrü Muslu (35), bir barakada hayatını sürdürmeye çalışıyor. Elektrik ve suyu bulunmayan barakada hayatını devam ettiren Şükrü Muslu’nun yemek yapacak ne bir tüpü nede bir ocağı bulunuyor. Komşularının yardımıyla karnını doyuran Şükrü Muslu, aç kaldığı dönemlerde ise sobayı yakarak yemek pişiriyor.1998 yılında çok sevdiği babasını kaybettikten sonra hastalığa yakalandığını belirten Şükrü Muslu, “Babamın ölümüne çok üzüldüm ve ardından hastalandım. Çok sayıda ilaç kullanıyorum. Gözlerime kasılma geliyor, görmede büyük zorluk çekiyorum. Bu yüzden çalışamıyorum” dedi. Annesini de yeni kaybettiğini ifade eden Muslu, “Engelliyim ve yüzde 85 çalışamaz raporum var. Maddi durumum iyi değil, sadece Engelli maaşım bulunuyor. Bu maaşla geçinmeye çalışıyorum. Yatacak yerim yok, oturacak odam yok, tuvaletim, banyom ve de mutfağım yok. Ocağım, tüpümde yok. Bu yüzden yemek yapıyorum. Bize komşularımız yardım ediyor. Çok sayıda ilaç kullanıyorum. Şizofreni hastayım ve gözlerime kasılma geliyor” diye konuştu.
15 YILDIR TEDAVİ GÖRÜYOR
15 yıldır tedavi gördüğünü ve ilaç kullandığını aktaran Muslu, şöyle konuştu: “Tedavim hala devam ediyor. Zaman zaman Ankara’ya ve İstanbul’a çeşitli hastanelere tedaviye gidiyorum. Bazı kurumlara müracaatlarda bulundum fakat Engelli maaşım olduğu için yardım edemeyeceklerini söylediler. Ben Engelli maaşımla hem geçinmeye çalışıyorum hem de tedavimi yaptırıyorum. Bu yüzden benim bu evi onarmam mümkün değil” Evlerinin 60 yıllık olduğunu ve bir yanının yıkıldığını söyleyen Muslu, şunları kaydetti: “Bu ev bana, dedemden kaldı. Para pul istemiyorum sadece evimi bana sağlamlaştırıversinler oturacak hale gelsin başka bir şey istemiyorum”
Ayrıca Muslu, yağmur yağdığında evinin çatısı olmadığı için içerisinin su dolduğunu belirterek, kar yağdığında ise her tarafının açık olmasından dolayı odanın ısınmadığını sözlerine ekledi.
KARNINI KOMŞULARININ YARDIMIYLA DOYURUYOR
Şükrü Muslu’nun hasta olduğundan dolayı çalışamadığını belirten komşuları Cevdet Çakıcı (48) ise, “Annelerini yakın zamanda kaybetti. Babası da yıllar önce hayatını kaybetti. Hayvanları yok. Evleri yıkılmak üzere, yapacak durumu da bulunmuyor. Devamlı doktora muayene olmaya gidiyor. Bunun sadece abisi var, başka kimsesi yok. İstanbul’a bizlerin yanına geliyor. Orada tedavi ettirdikten sonra üstünü başını alıp tekrar köyü geri gönderiyoruz” şeklinde konuştu.Evlerinin yıkılmak üzere olduğunu ifade eden diğer komşusu Hüsnu Uzun (51) da, şöyle devam etti: “Kendilerinin yapacak durumu yok, bizlerinde imkanları kısıtlı. Perişan durumda. Kendisi yemek yapamıyor zaten yemek yapabilecek yerleri de yok, komşuları yardım ediyor. Evlerinde tüpleri bulunmuyor, sobanın üzerinde yapmaya çalışıyorlar”